Yorgos Lanthimos, sinemanın son dönem genç yeteneklerinden biri. Yunan asıllı yönetmenin her ne kadar rahatsız edici olsa da; kendine özgü, orijinal bir sinema dili var. Senaryolarında uç metinler kullanmayı, düşündürmeyi, huzursuz etmeyi severken; seks ve şiddet konularında sınır kullanmayı sevmiyor.
Son filmi The Lobster yeni gösterime girmişken; önceki filmlerinden Kynodontas / Köpek Dişi ve Alpeis / Alpler, filmi izlemek için yeterli referans oluyor.
Lanthimos bu filmde ilk kez dünyaca ünlü oyuncularla çalışıyor. Roger Ashton-Griffiths, Jessica Barden, Colin Farrell, James Finnegan, Rachel Weisz, Lea Seydoux gibi. Senaryoda da yine kendi imzası var.
Lanthimos bu sefer bizi uzak olmayan, alternatif bir geleceğe götürüp, distopik bir öykü anlatıyor. Yalnız olan, ilişki kuramayan insanların tutuklandığı bir toplum düzenini… Tutuklanan insanların 45 gün içinde kendileriyle eşleşen kişilerle mecburi bir ilişki kurmak zorunda bırakılmalarını… Ve başladıkları ilişkiyi sürdüremezlerse, düzen tarafından kendi seçtikleri bir hayvana dönüştürülmelerini…
Yorgos Lanthimos, toplumun bireylere evlenmek, bekar olmak, birliktelik yaşamak gibi konular üzerinden -çağ ne kadar ilerlerse ilerlesin- hep aynı, değişmez baskıyı yaptığını anlatmaya çalışıyor. Ki bunu; iyi kurgulanmış bir senaryoya bir miktar da kara mizah ekleyerek çok da iyi anlatıyor.
İyi seyirler!
Seda Yıldız
Latest posts by Seda Yıldız (see all)
- Nostaljik Bir Dönüş : Taş Devri - 16/07/2019
- Hazır Gıdadan Aşka : A Love Story - 03/07/2019
- La Casa De Papel 19 Temmuz’da Ekranlara Dönüyor - 03/04/2019